Kalabaş, "Depremin hem fiziksel hem de ruh sağlığı üzerinde çeşitli etkileri bulunmaktadır.’’ dedi. Travma sonrası stres bozukluğu ve bipolar bozukluğun şiddetlenmesi dahil olmak üzere deprem mağdurlarının refahı üzerinde uzun vadeli etkileri de bulunmaktadır. Çok az hasar ve yıkıma neden olan küçük depremler bile kişilerde duygusal sıkıntı yaşamalarına neden olabilir. Artçı sarsıntılar aylarca devam edebilir ve bireyler üzerinde olumsuz etkileri görülebilir.
 
Depremler, ayrıca sağlıkla ilgili normal davranışları bozabilen rahatsız edici bir doğal olgudur. Birçok çalışma deprem sonrasında alkol ve madde kullanımının artışını göstermektedir. Madde kötüye kullanımı, katastrofik afetler ortamında rapor edilen yaygın bir bozukluktur. Ayrıca çalışmalara göre, afetlerin madde kullanım bozukluklarının yaygınlığını nadiren artırdığını ileri sürmüştür. Bunun yerine, felaketten sonra artan alkol kötüye kullanımı, genellikle yeni başlayan bozukluklardan ziyade mevcut kötüye kullanımın alevlenmesini yansıtabilmektedir. Birçok çalışma, alkol kullanım davranışlarıyla ilgili olarak bu ilişkiyi araştırmıştır ve büyük depremlerden sonra alkol kötüye kullanımının yaygınlığını artırdığını bildirmiştir.
 
Bilimsel araştırmalar, bağımlılığın beyni değiştirme şeklinden ve beynin hayatta kalma merkezi olan amigdalayı olumsuz etkilemesinden kaynaklandığını ortaya koymuştur. Sonuç olarak, bağımlı bir kişi, bağımlılığını besleyebileceği anlamına geliyorsa, kendisini belirli tehlikeli durumlara sokmaktan çekinmeyecektir. Bir doğal afet sırasında geride kalmak gibi tehlikeli durumlar bir istisna olmadığı düşünülmektedir.
 
Doğal afetler ve bağımlılık konusunda dikkate alınması gereken bir diğer önemli husus, doğal bir afetin kendi başına madde bağımlılığına yol açan travmanın nedeni olabilmesidir. Yangın, kasırga, kasırga, deprem veya tsunami gibi doğal afetler, kişinin hayatında önemli miktarda stres ve korku yaratabilir ve Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) ile sonuçlanabilmektedir. Bunun nedeni, doğal afetlerin bir kişinin fiziksel, zihinsel, duygusal ve psikolojik sağlığını etkileyebilme şekli olarak düşünülmektedir.
 
Uyuşturucu bağımlılığı hem gelişmiş hem de gelişmekte olan toplumlarda yaygın olan uluslararası bir sağlık krizi olarak bilinmektedir. Deprem gibi bir felaketin hemen ardından bağımlılar fiziksel belirtiler ve psikolojik krizlerle karşı karşıya kalmakta ve yasa dışı uyuşturucu madde arayışına girmektedir.
 
Doğal bir afettan sonra bireyler madde bağımlılığıyla ilgili sorunlar yaşadıysa, bu sorun ile ilgili yardımlar bulunmaktadır. Tedavi seçenekleri arasında yatarak tedavi, ayakta tedavi, madde bağımlılığı danışmanlığı, bire bir terapi seansları, grup seansları, destek grupları ve pozitif insanlardan oluşan güvenilir bir destek ağı oluşturmak yer almaktadır.